Muhammed KAÇAR - Bir Dağ Efsanesinin Kişisel Platformu
Sitemize üye olarak hizmetlerimizden en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.


Join the forum, it's quick and easy

Muhammed KAÇAR - Bir Dağ Efsanesinin Kişisel Platformu
Sitemize üye olarak hizmetlerimizden en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
Muhammed KAÇAR - Bir Dağ Efsanesinin Kişisel Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

bırakın Beni her şeyi unutmak istiyorum.

2 posters

Aşağa gitmek

bırakın Beni her şeyi unutmak istiyorum. Empty bırakın Beni her şeyi unutmak istiyorum.

Mesaj  veysel aqa Paz Eyl. 26, 2010 9:35 pm

Öyle yorgunum ki bu günler de,Öyle kırgınım ki insanlara,Öyle güvensizim ki her şeye, Öyle korkuyorum ki kaybetmekten daha fazlasını,Öyle canım acıyor ki adını duyunca.
Bu aralar
bırakın Beni her şeyi unutmak istiyorum.
veysel aqa
veysel aqa
Dosya Editörü
Dosya Editörü

Mesaj Sayısı : 173
Tecrube Puanı : 455
Teşekürler : 1
Kayıt tarihi : 10/09/10
Yaş : 30
Nerden : batman merkez akıllı olsun herkez

http://www.muhammedkacar.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

bırakın Beni her şeyi unutmak istiyorum. Empty Öyle Böyle Değil Çok Yorgunum

Mesaj  ThE SiLOpCaN Paz Eyl. 26, 2010 10:19 pm

Yorgunum çok yorgunum… Öyle böyle değil çok yorgunum. Sadece bedenim değil, aklım, fikrim, yüreğim, ruhum yorgun. Bir beden dolaşıyor ortalıkta ben diye. Benim dışımda herkes onu görüyor, bir ben göremiyorum.

Eskiden ihmal ettiğim arkadaşlarımın sitemlerine, Yunus Emre’nin o çok bilinen dizelerini değiştirerek verdiğim cevabın aslını yaşıyorum.

Beni bende demen
Ben bende değilem
Bir var bende
Ben de bilmiyorum o nerde *

O zamanlar şaka olsun diye kahkahalar eşliğinde savurduğum bu dizeler şimdi artık şakam değil, acı gerçeğim.

Dağıldım, her bir parçam bir yana savrulmuş, toplanmayı bekliyor. Benimse içimden toplamak gelmiyor.

Artık böyle dağınık, darmadağınık kalmak istiyorum. Kendime olmayan hayrımı herkes görsün ve benden hayır beklemesin diliyorum.

Bunun adı ne? Daha yaşım ne, yaşamışlığım ne? Kırk üç oldum diye bu kadar yorulmak niye? Felaketler mi atlattım, aile dramları mı yaşadım, aç mı kaldım, muhtaç mı oldum?

Hiçbiri gelmedi başıma.

Ama ben çok yorgunum. Öyle böyle değil çok yorgunum.

Sadece ben miyim yorgun olan?

Değil, yaş grubumdaki arkadaş çevremdeki her kadın yorgun.

Bir araya geldiğimizde bir bakıyoruz aynı cümleleri kurar olmuşuz. Hayat şartlarımız, işlerimiz, aile yapılarımız, yaşam öykülerimiz dağlar kadar uzakken diğerine, yorgunluk cümlelerimiz kan kardeş birbirine.

Şaşkınlıklarımız ise annelerimizin üzerine. Bizler kumdan kaleler gibi yıkılırken kırklı yıllarda; altmışlı, yetmişli yaşlara gelen annelerimiz taş gibi dimdik ayakta.

Onlar hâlâ kafa tutabilirken hayata, bizler neden teslim olduk daha yolun yarısını biraz geçmişken?

Onları var eden, bizi bitiren ne?

Onların ezbere bildiği hayatın çarpım tablosunda, bizler hangi hesabı karıştırdık? Neyi nerelerde sorumsuzca harcadık da şimdi müflis işadamları gibi karalar bağladık?

Ne, onlarla bizim aramızdaki fark?

Bilmiyorum…

Bildiğim bizlerin hayatı kredi kartıyla harcama yapar gibi haddimizi aşarak yaşadığımız. Sanki yaşadıklarımıza hiç bedel ödemeyecekmişiz gibi, sanki hesap ekstresi adresimize hiç postalanmıyacakmış gibi, aklımızdan, yüreğimizden, gücümüzden hesapsız harcadığımız.

Nasıl harcamayalım ki?

Çocuk da yaparım kariyer de diyen reklam cıngılları kadınlar için dönmüyor mu? Kadın dediğin işyerinde alımlı, bakımlı; evinde becerikli, işveli olmalı diye reçeteler sunulmuyor mu? Güzel ve zayıf olmanın arzulanmak için şart koşulduğu kadından, Türkiye’nin, dünyanın sorunları üstüne fikir yürütmesi beklenmiyor mu? (Hatta futbol üstüne konuşanlar tercih edilir dipnotu düşülmüyor mu?) Kadının mutlaka bir hobisi olmalı, ya bir saz çalmalı ya da boncuk dizmeli diye eklenmiyor mu? Yuvayı dişi kuş yapar sözüne tutumlu alışverişin sorumluluğu yüklenmiyor mu? Sanki tek başlarına yapmışlar gibi çocukların bakımı, eğitimi, kursu, problemleri, çözümleri kadınlardan sorulmuyor mu?

Bizden beklenenler çok ama çok olmasında değil sorun. Sorun bu beklenenlerin çağdaş kadının olmazsa olmazı diye sunulmasında: Haydi kadınlar siz yaparsınız, bakın hemcinsleriniz başarıyor; çocuk yapıyor, kariyer yapıyor, genç kalıyor, ödüller alıyor, mantı açıyor hatta elbisesini bile dikiyor…

Bu verilen gaza irade mi dayanır? Dayanamadık bizler de, bastık gaz pedalına sonuna kadar. Bakmadık bile arabamızın kaç beygir gücünde olduğuna, bu yükü taşıyıp taşıyamayacağına.


Çocuk da yaptık kariyer de! Dünyayı da kurtardık, Türkiye’yi de! Oturduk adamlarla çatır çatır futbol üstüne ahkâm kestik! İşyerinde bu iş benden sorulur naraları attık! Her sabah giyinip süslenirken manken pozları verdik! Bırakın yemek yapmayı ekmeği bile evde yapacak kadar becerikli olmanın hırsına kapıldık. Melek olup evde kocalarımıza sevgi anlayış sunduk, akıllı ve alımlı olup dışarıda gururla koluna girdik.

Çocuklar mı? Merak etmeyin kontrol altında, okulları, kursları ayarlandı, sorunları takipte, öğretmenleri ile görüşüldü, durumu iyi çocuğun. Hatta bütün öğretmenleri tebrik ediyor -çok iyi yetiştirilmiş oğlunuz/ kızınız- diye

Off...

Yazmak bile bunca yorarken insanı, bunları yaşamanın yorgunluğunun hesabını kim yapacak?

Bizler de yapmadık. Ta ki her birimiz bu yaşlara gelip, paramparça olup, her bir yana savrulan parçalarımızı toplamaya halimizin kalmadığını anlayana kadar.

Hesapsız harcadık gücümüzü. Bir insan, bir kadın, sadece küçücük bir can olduğumuzu unutup, dağları devirmeye kalktık.

Dışarıdan tutulan alkışlara tamah edip, iç sesimizle hırsımızı şahlandırdık: Ben başarırım, yaparım, beceririm diye.

Ben küçücük bir canım gerçeğini zayıflık addedip, o canın canını çıkardık. O candan mükemmel ev kadını, olağanüstü anne, munis ve zarif eş, başarılı çalışan, alımlı manken, entelektüel insan, sohbeti tatlı dost vb. roller yüklenmiş kadınlar yaratmaya çalıştık.

Yaptıklarımızla yetinmeyip daha fazlasını başarmalıyım naraları attık. Hırsa kapılıp ne varsa gündemde bir çağdaş kadından beklenen, düşünmeksizin üstüne atladık “ben bunu da yaparım” çığlıklarıyla. O minik canı parça parça edip alkışlara, aferinlere yem ettik çağdaş kadın olmak pahasına.

Olduk mu?
Olduk.
Başardık.
Aferin bize…

İşyerlerimizden, eşlerimizden, dostlarımızdan, çocuklarımızdan, arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, bizi pohpohlayan kadın kuruluşlarından, çağdaş kadın şöyle olmalı böyle olmalı diye bize yol gösteren entel dantel yazarlardan, hepsinden önemlisi o -her işi sen başarırsın- diyen, muhteşem kadını yaratma hırsında olan egomuzdan aldığımız madalyalar(!) evlere sığmaz oldu!

Madalya ha!

Aferin (! )biz çağdaş kadınlara!
Alkış (!) kırklı yaşlarda kumdan kaleler gibi çöken, en iyisi olmalıyım budalası kadınlara!
Binlerce teşekkür(!) bizi çökerten hırslarımıza!

Oysa annelerimiz çökmedi. Kale gibi ayakta hepsi. Hâlâ kafa tutuyorlar hayata, hâlâ omuz veriyorlar okumuş yazmış, refah içinde yaşayan güya başarılı kızlarına.


Çünkü…
Onların en becerikli ev kadını ben olmalıyım hırsı yoktu,
Onların en güzel yemeği ben yaparım hırsı yoktu,
Onların eşlerine kendini ispat etme hırsı yoktu,
Onların kitap okuyarak çocuk yetiştirme hırsı yoktu,
Onların kendini çevreye kanıtlama hırsı yoktu,
Onların kraliçe muamelesi görme hırsı yoktu,
Onların futboldan söz edebilme hırsı yoktu,
Onların entelektüel olma hırsı yoktu,
Onların dünya sorunlarını bilme hırsı yoktu,
Onların alımlı kadın olma hırsı yoktu,
Onların başarılı iş kadını olma hırsı yoktu,
Onların güzel cümleler kurma hırsı yoktu.

Bunları yapmaz mıydı annelerimiz? Yaparlardı, hem de çok güzel yaparlardı. Her konuda söz söyler, her işe el atarlardı. Ama hırsa kapılmadan, en iyi ben olmalıyım derdine düşmeden, çağdaş kadın kandırmacasına prim vermeden, kendilerini parçalamadan, en doğal halleriyle yaparlardı.

Ne kadar başarırlarsa o kadarını kabul eder hatta bir cümle savururlardı bizim takılmalarımıza karşı: “Babamın adı hıdır, elimden gelen budur.”

Ben çok yorgunum… Çok yorgunum öyle böyle değil, çok yorgunum. Aklım, fikrim, yüreğim bedenim yorgun…

Darmadağınığım.

Her bir parçam bir yerlerde sürünüyor.

Ama benim toplamaya gücüm yok.

Çok yorgunum, öyle böyle değil, çok yorgunum.



Kaynak: Anafilya
ThE SiLOpCaN
ThE SiLOpCaN
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 217
Tecrube Puanı : 406
Teşekürler : 0
Kayıt tarihi : 18/08/10
Yaş : 32
Nerden : Batman

https://muhammedkacar.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz